Benim Bir Hayalim Var
Ben bir insanım, hatalarımla da olsa… Evet, bir insanım. Kimsenin umurunda olmayan bir insanım… Kimseye edebiyatı sevdiremeyen bir insanım. Kulaklarımda “edebiyat boş” diyen insanüstü varlıkların sesi yankılanıyor. Sanki kulaklarıma hoparlör bağlamışlar da onların seslerini duyuyorum. Kesinlikle onlar insan olamazlar; insanüstü varlık onlar. Çünkü edebiyat kullanmayan bir insan olamaz. Edebiyat her yerde. Duygu ve düşüncelerimi açıklarken arkadaş oluyorlar. Edebiyatla ilgili elinden gelen çalışmaları yaptıktan sonra oturup eleştirmeleri var ya, insan donup kalıyor. Sen, edebiyatı eleştiriyorsun, bu konuda senin çalışman var mı? Eleştirmekle olmaz. Edebiyat ince işidir; hamur açarken yırtılmamasına gayret gösteriyorsan edebiyata da gayret göstereceksin. Blog sayfadaki yazıya tahammül edemeyenler, kuş gibi uçacaklar mı? Bir kendimize gelmemiz gerekiyor, silkelenmemiz gerekiyor. Eleştirilerinize kızıyorum, boğaz patlatıyorum. Diyorlar ki: “Eleştiri kaldıramıyorsan hiç girme bu işe, hayat toz pembe değil, sürekli eleştirileceksin.” Eleştirmenin ne demek olduğunu bilmiyorlar bence. Siz eleştirmeyin, böyle eleştirecekseniz. Dikenli çalılar gibi batıyor eleştirileriniz. Ben evlilik programı karışımı yemek programı yapmıyorum. Duygularımı açıyorum. Benim bir hayalim var, en azından sizin ne var? Herkes her şeyin uzmanı olmuş bu zamanda. Herkes her şeyi çok iyi biliyor artık. Kime sorsan herkesin bir fikri var. Fikirleri olduğu için eleştiri yağmurları geliyor. Fikir üretmelerine bir şey demiyorum, fikir üretmek güzeldir. Ama artık işe yarar fikirleri üretip piyasaya sürmemiz lazım. Artık eleştiriler hakkında doğru dürüst oturup düşünmek lazım. Bu eleştiri gerekli mi? Biz toplum olarak bence eleştirmeyi bilmiyoruz. Elmanın iyisi armudun çöpü derken edebiyatı küçümsüyoruz. Hangi yazarlar geldi geçti. Hangi yazarlar fikirleri yüzünden hapse girdiler ama hiç pes etmediler. Hakk’ı hakikati yazmaya devam ettiler eserlerinde. Onlardan birkaçı şunlar:
- Nazım Hikmet: Türk şair ve yazar Nazım Hikmet, siyasi görüşleri ve yazıları nedeniyle defalarca hapse atıldı. Hapisteyken “Memleketimden İnsan Manzaraları” gibi önemli eserlerini yazdı.
- Sabahattin Ali: Türk yazar ve şair Sabahattin Ali, “Kürk Mantolu Madonna” ve “İçimizdeki Şeytan” gibi eserleriyle tanınır. Siyasi görüşleri nedeniyle hapse atıldı ve sürgüne gönderildi.
- Ahmet Altan: Türk yazar ve gazeteci Ahmet Altan, siyasi yazıları ve görüşleri nedeniyle hapse atıldı. Hapisteyken “Dünyayı Bir Daha Göremeyeceğim” adlı eserini yazdı.
Hayat Toz Pembe Mi?
Hayat elbette ki toz pembe değil, bir sürü sıkıntının içerisine girebiliyoruz, onu kabul ediyorum ama buna sığınarak en ağır eleştirileri yapmak haksızlık. Edebiyatın sesine ses olmak yerine eleştiri yapmak ve o eleştirilerin de karşı tarafa hiçbir faydası olmaması çok acınası değil mi?
Peki Eleştiri Yaparken Nelere Dikkat Etmeliyiz?
- Geçerli olmalıdır.
- Mantıklı olmalıdır.
- Öneriler içermelidir.
- Olumlu ve olumsuz taraflar içermelidir.
- Düşmanlık değil, dostluk içermelidir.
- Karşınızdakini daha iyi bir konuma çekmek amacıyla yapılmalıdır.
- Zamanlı olmalıdır.
- Açık olmalıdır.
- Detaylı olmalıdır.
- Uygulanabilir olmalıdır.
Empati burada da devreye giriyor. Eleştiri yaparken empatiye dikkat etmek gerekiyor. “Aman neyse ne, ben eleştirimi yaptım. Gerisi önemli değil.” diye düşünmemek lazım. Şöyle bir empati yapmamız lazım: “Kendimiz eleştirdiğimiz kişinin yerinde olsak nasıl daha iyisini üretebilirdik?” Bu soru çok önem arz ediyor. Bu sorunun cevabını vererek kendimizi daha da geliştirebilir, hem de yapıcı eleştiri yapabiliriz. Eleştiri yapmak sanıldığından kolay değil, bir zanaattır. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın da dediği gibi; “Eleştiriler, edebiyatın gelişmesi için gereklidir, ama yapıcı olmalıdır.”
Eğer eleştiriler yapıcı olmazsa ne olur? Edebiyata ağır darbe indirmiş oluruz. Edebiyat; özgürlüktür, yaşam biçimidir, mutlu olması için bir sebeptir. Edebiyat en büyük nimetlerdendir.
Edebiyat; sadece derslerde okutulmamalı. Bununla ilgili eser vermeye çalışan gençlere destek vermeliyiz. En kötüsü de bu gençlere destek vermiyoruz. Tımarhane Şiirimde de ifade ettiğim gibi:
Yeteneklerim farkedilmeyip,
Ölüp gidersem,
Hakkım helal değil.
Onlara selamım olacak Ahirette!
Eğer acımasızca eleştirilerden dolayı benim yeteneklerim farkedilmezse Ahirette büyük kapışma olacak. Gençleri böyle böyle kaybedeceksek o dünyada yaşanmaz. Bazen eleştiri elinden tutmaktır. Onu gelecekte nasıl parlayacağını göstermektir. Eğer edebiyata eleştirisiz önem verseydik, insana, sevgi ve saygı artardı. İnsanların hayatlarını okumuyoruz. Her insanın hayatı vardır. Her insan kendi hayatını yazar. Her insan yazardır oysa ki ama bunun kıymeti bilinmez.
Unutmayın; farkındalık oluşturmak çok önemlidir. Herkes ağır eleştiri yapıyor diye eleştiri yapmamalıyız. Farkındalık için eleştirinin yapıcı olması çok önemlidir. Eleştirinin kaynağı sükunetle düşünebilmektir. Ondan sonra geri bildirim göndermektir. Hiçbir insanın, gencin hayali sönmesin. Onlara sahip çıkalım. Sahip çıkmazsak da sızlanmamalıyız.
Yalnız Emir
Yorum gönder