Z Kuşağı Ne Düşünüyor?
Prof. Dr. Oytun Erbaş, Verdiği bir röportajda dikkatleri üzerine çekti! Oytun Erbaş, Z kuşağının otistik olduğunu iddia ederek, “Aynı tip gıdalar tüketiyorlar. Hamburger yiyorlar, pizza yiyorlar. Aynı görünüşte, aynı şeyleri yapan… Herhangi bir işte çalışmak istemiyorlar, kendi dünyaları var. Bunun tamamına ‘otistik behavior’ dediğimiz hareketler,” açıklamalarında bulundu. Ülkemizde, maalesef ki birilerinin yaptığı açıklamalar araştırılmıyor, dalga geçiliyor. Sadece belli başlı kişilerin yaptığı açıklamalar ciddiye alınıyor. Mesela, pandemi zamanında Prof. Dr. Mehmet Ceyhan bayağı bir ciddiye alınmıştı. Sadece belli bir kesimin değil, böyle iddialarda bulunanların açıklamaları da şiddetle araştırılmalı. Zaten Z kuşağı kayıp bir nesil hâline geldi. Hem eğitim sisteminin saçmalığından dolayı hem de medyanın etkisiyle elimizden kayıp gitti kocaman bir nesil! Medya sadece onları değil, bir sürü insanı esir aldı. İnsanlar, medyanın dediğini tasdikliyorlar, diğerlerini umursamıyorlar. İzlediğim bir videoda şu ifadeler geçiyordu:
“Eğitim bir insanın gelişmesi için en önemli unsurdur. Bu yolla amaçlarımıza ulaşmaya çalışırız. Ama günümüz sistemiyle genel olarak bu, başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Bunun da sebebi günümüze kadar uzanmış eğitim sistemidir. İnsanlara verilen algı şudur: Öğrendikçe daha zeki olursun. Çünkü insanların kolayca kontrol edilmesi, özgürce sorgulama becerilerinin önüne geçilmesidir.”
Evet, insanların sorgulama becerilerinin ellerinden alınması demektir eğitim sistemi. Çocuklarımızın, gençlerimizin kayıp gitmesi eğitim sisteminin yüzünden, medyanın yüzündendir.
Öğretilen bilgilerin çoğunluğu yanlış, tekrar araştırılması gereken bilgiler var. Mesela, en basitinden yer çekimi var mı? Bazı bilim insanları yer çekiminin olduğunu kabul etmiyor. Öğretilen bilgiler de otistikliğe sebep olabilir. Çünkü hep aynı bilgiler, ezberle geç. Senin ufkunu açmıyor.
Mesela bilimi sorgulayamıyorsun. TV kanallarında özgürce bilim sorgulanamıyor. Onların istediği gibi konuşursan, seni çıkartıyorlar. Eray Hacıosmanoğlu’nun sosyal medya hesaplarından yaptığı çarpıcı açıklamalar: “Sistem halkın konuşmasından aşırı rahatsız! Haliyle Instagram’dan sonra YouTube da risk altında. Neden? Çünkü RTÜK, sokak röportajlarının takibe alındığını açıkladı.
Sosyal medya mecralarında yayınlanan sokak röportajları gibi çeşitli adlarla sunulan halk mülakatları, kamuoyunu manipüle edici yönüyle basın meslek ilkelerine aykırılık teşkil edecek boyutlara ulaşmıştır,” denildi. Kamuoyunu manipüle eden kim acaba?
Gerçekten kamuoyunu manipüle eden kim? Üst akıl değil mi? Birilerinin emrine girdiğimiz kişiler değil mi manipüle eden? Otur dediğinde oturduğumuz, kalk dediğinde kalktığımız bir sistemin parçasıyız aslında. Ne eğitim sistemimiz millî, ne medyalarımız, ne de sağlık sistemimiz!
Oytun Erbaş, COVID-19 pandemisinden itibaren yaptığı açıklamalarla insanları rahatsız ediyor. Oytun Erbaş, COVID-19 pandemisinde halkımıza tuzlu su önermişti. Çünkü biliyoruz ki COVID-19 zamanında uygulanan hiçbir sağlık uygulaması akıllıca değildi! Favipiravir ilacı verilmişti hastalara, sonra nasıl toplatacaklarını şaşırdılar!
Aileler De Otistik Mi?
Oytun Erbaş’ın Z kuşağının otistik olduğunu iddia etmesinden sonra benim de aklıma acaba aileler de otistik olabilir mi sorusu geldi. Çünkü anne ve babalar bir dram yaratma çabasındalar. Ve bu da ciddi bir şekilde gençleri olumsuz etkiliyor. Sürekli ders çalış diyorlar, sisteme boyun eğiyorlar. Aynı fabrikadan çıkmış gibi duran Z kuşağıyla ilgili hayıflanıyorlar ama çoktan tren kaçtı! Z kuşağını kendi yoluna çizdiremediniz. Sisteme maruz bıraktınız ve sonuç belli! En ufak bir şeyden kavga çıkaran aileler, WhatsApp durumunda boşandığını ifade eden insanları örnek alıyorlar. Siz, anlaşmazsanız da bir orta yolu bulup evliliğinizi sürdürmeye çalışsanıza. Artık hiçbir şeyde tat tuz kalmadığını açıkça görüyoruz. Ne eğitimde, ne sağlıkta, ne ailelerde, ne ekonomide iyi yerlere gitmiyoruz!
Telegram’a Erişim Engeli Getirilecek Mi?
Instagram’ın kapanmasıyla başlayan, sonra TikTok için de kapatılma tehditlerinin dillendirildiği gündem, Instagram’ın açılmasıyla duruldu. Ancak Sabah’tan Barış Şimşek’in özel haberine göre BTK, şimdi de Telegram’ı hedef aldı. Bu anlamda Telegram kapatma kararı ile karşı karşıya.
Buna göre BTK, uzun süredir Telegram’a yasadışı kanallar konusunda uyarılarda bulunuyor. Ancak ortaya çıkan detaylara bakılırsa, Telegram bu uyarılara cevap vermiyor. Buna göre BTK, Telegram mesajlaşma platformu için erişim engeli kararı verebilir.
Ortaya çıkan detaylara bakılırsa, Telegram pedofili, uyuşturucu, kadın ticareti yapılan gruplarla dolu. Haberin detayına bakılırsa, BTK özellikle uyuşturucu ticareti yapılan kanalın admin ve kullanıcı bilgilerinin verilmesini platformdan istemiş.
Olayın Instagram veya Telegram’la olmaması çok üzücü. Olay Cartoon Network’te de var. Olay gündüz kuşağında da var. Asıl bakılması gereken tabloya bakılmayıp en gereksiz işlerle uğraşmak çok tuhaf bence. İnternet derya gibi. Her şey elimizin altında. Hiçbir şey gizli değil. Artık mahremiyetimizin de olmadığı şu dünyada, o platform kapanmış bu platform kapanmış kimin umurunda?
Kyle Carrozza, Disney
Cartoon Network
Nickelodeon
kanallarının küratörü, çocuk pornosu bulundurmaktan suçlanıyor. Ama bu gündemde bile değil!
Instagram kapandı, insanlar çıldırdı. “Açın Instagram’ı” diye bağırıştılar. Roblox kapandı, ağlayan çocuk tabloları çizildi. Gerçekten biz iyi miyiz? Biz aslında şu an savaştayız! Savaşlar tankla tüfekle yapılmıyor artık! Gazeteci-Yazar Ali Osman Önder’in bir yazısında “Devletin üst kademesi tarafından, “Ekonomi Yatırım İş birliği” adı altında Elon Musk ve Jeff Bezos’a ve Dünya Bankası’nın üst düzey yöneticilerine özel davet mektubu gönderildi. Davetler Cevdet Yılmaz tarafından gönderildi. Muhalefet tatilde, vekiller tatilde. Türkiye küreselcilerin pilot uygulama alanı olarak seçilen ülkelerden biri. Bizler de savaştayız ama toplum bunları savaş olarak görmüyor. Çünkü Amazon’un bir yazısında 2030’da insanlar işlerini kaybedecek diye yazıyordu. Yıllardır da anlatıyoruz. ‘Komplo’ denilen her şeyi yaşayacak bu insanlar. Halen daha yorumlarda ‘Abartma ya’ diyenler görüyoruz. Onların sonunu merak etmiyorum, belli. Karbon yasakları, yapay zekâ ve çip yarışlarını Türkiye’de başlatacaklar. İktidar ve muhalefet kitlesi kayıkçı kavgasına devam etsinler. Onlar yüzünden başımıza çorap örülüyor.
Kurtuluş da çok yakın, helâk da…
Komplo teorileri diye üretilen şeylerin ne kadar doğru olduğunu görmüyoruz, kulak vermiyoruz. Kafamızı kuma gömmüşüz, orada olan bitene bakıyoruz. Kuma gömülü bir karikatür paylaşıyoruz, oradaki kadının bikiniliolmasına takılıyoruz. Karikatürdeki ana mesaja bakmıyoruz. İnsanlar işine gelmediğinde senin yazına, söylediklerine şu şekilde tepkiler verecekler ama sen kafana takmayacaksın:
- Komplo teorisyeni
- Boş yapma!
- Kısa kes!
- Şovmenlik yapma!
Acaba kim komplo teorisyeni, kim boş yapıyor, kim kısa kesmiyor, kim şovmen? Bunların cevaplarını gördük. Daha Filistin soykırımında sesini çıkaramayanlar mı bunu diyor? “Biz Arap mıyız, bize ne?” İşte zaten İsmail Haniye teröristti,” diye saçma sapan argümanlarla geliyorlar, birliğimiz bozuluyor.
Sonuç olarak:
Sosyal Kanunlar Geliyor. Artık sosyal medya hesaplarınıza girmek ücretli hâle getirilecek. Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)’in dediği gibi; “Öyle bir zaman gelecek ki, doğru söyleyenler yalanlanacak, yalan söyleyenler doğru kabul edilecek.”
Yalnız Emir
Yorum gönder