Maymun Çiçeği Virüsü

Maymun Çiçeği Virüsü

Maymun Çiçeği Virüsü: Yeni Sezon
Tiyatroların üstünde tiyatro oyunu oynanan, hiçbir şeyin objektif açıklanmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Her yerden zehirlendiğimiz bir ülkeden ne bekleyebiliriz? Yeni salgın çıktı diyorlar; Maymun Çiçeği Virüsü imiş ismi. Amaçları ülkede taş taş üstünde bırakmamak, dünya nüfusunu azaltmak. Önceki yazımda da ifade ettim; komplo teorisi olarak gözükse de bunlar bir bir çıkıyor.

Hiçbir şekilde akıllanmıyoruz, sürekli tuzaklara düşüyoruz. Aynı oyunlara kanıyoruz. Hiçbir kimse sesini çıkarmadığı için planları tıkır tıkır işliyor.
Korkutmaktan beslenen köpekbalığı gibiler, gerçeklerden kaçıyorlar. Doç. Dr. Ferhat Arslan’ı Evrim Ağacı adlı sayfa engellemiş. Peki niye engelledi?
Çünkü gerçekleri paylaştıkları için.

Ben de uzaktan izliyorum olan biteni, ülkenin hâline acıyorum. Nasıl bu hâle düştük? Niçin düştük? Sorumlusu kimdi peki? Dünya Sağlık Örgütü tarafından acil durum ilan edildi. Hemen de aşısı bulundu. Yeni çıkan salgının iki dakikada nasıl aşısı bulunmuştu? Çünkü hem aşılarla kısırlaştırma, kalp krizi, kanser gibi hastalıklarla dünya nüfusunu azaltmak hem de aşılarla zenginliklerine kat ve kat zenginlik katmak istiyorlardı. İlaç şirketleri de öyle değil miydi? İlaç şirketleri seni hasta olarak görmüyor, bilakis müşteri olarak görüyorlar. Hatırlayalım, Filistinliler zor durumdayken ilk ne verilmişti onlara? Tabii ki de aşı. Çünkü birileri cebini düşünüyor. İsrail, Filistinlilere soykırım yaparken işte attıkları füzeler “küresel ısınma” yapıyor. Derdine düştüler, oysaki aşılar ve küresel ısınmadan önce onların daha büyük dertleri vardı. Ümmet-i Muhammed’in onlara yardım etmemesi, Netanyahu’nun ABD’de alkış tufanına tutulması… O kirli elleriyle soykırımı marifet gibi gösteren zavallı Netanyahu. O “çok sevilen” Elon Musk da alkışlamıştı. Örnek verildiğinde ya Elon Musk ya da Bill Gates örnek verilirdi gençlere ama onlardan daha örnek olan birileri vardı: Salgına kafa tutanlar, Filistin’in özgür devlet olması için ellerinden geleni yapanlar ve yetenekleri keşfedilmemiş gençler…

Günümüzde bile İslam tartışılırken, hatta ve hatta İslam’ın sahih hadislerinden Buhari’ye bile birisi iftira etti diye “kaldırılsın” diyenler oldu ama “bilim” deyince akan sular duruyor, ne hikmetse. İktidarıyla muhalefetiyle hiç kimse bilimi sorgulamıyor. Çünkü bir yerlerden emir alıyorlar.
Hangi partiye oy verildiği bile artık çok da önemi yok. Deccal’e hizmet ediyorlar, şeytani plana hizmet ediyorlar! Bir dizide âyete hikaye deniliyor, kimse sesini çıkartmıyor. Çünkü daha ne izlediğimizi, ne yaşadığımızı bilmiyoruz. Sözde milletin efendileri yumruk yumruğa dövüşüyorlar. Siz hani milletin efendisiydiniz? Yumruk yumruğa dövüşmek yakışıyor mu? Hani bizi temsil ediyordunuz? Hadi ya, sizin bizimle işiniz yoktu değil mi, siz onlara hizmet ediyordunuz, nasıl da unutmuşum?!
Kimse de cesaret edemiyor bilimi sorgulamayı, aşıları sorgulamayı.
Gerçi en son eden olmuştu. Ama onu ciddiye alan oldu mu bilemem: Mehmet Aşıla. Ne demişti? “Mehmet Şimşek, karbon ayak izinin vergilenmesi gerekiyor dedi. Yeter artık! Bu kadar küreselcilik yeter! Adım attığımız her yere yasak gelecek! İklim krizi yalanını karbon ayak izi safsatasıyla yutturamazsınız! Dünyanın atmosferi %21 oranıyla oksijenden oluşuyor ve bunu değiştiremezsiniz! Yüce Allah’ın verdiği nimetin vergisi mi olur Allah aşkına?! Karbon ayak izi iklim kanunu vergisi Yahudilerin dünyayı kurtarma vaadiyle kurmak istedikleri yeni dünya düzeni ve büyük sıfırlamanın yani kölelik düzenine hizmet etmektedir…” Ki artık ceza almaya bile göz önüne alarak History TV’de “chemtrail” ile havayı zehirlediklerine dair belgesel yapılmıştı; bunu da unutmayalım.

Ali Osman Önder Engellenmeye Çalışıldı!

Bir kişi düşünün, halkı için elinden geleni yapan ve bilgilendirmeye çalışan bir kişi! Ama bazıları da çomak sokmak için ellerinden geleni yapıyorlar. “İllaki maymun çiçeği virüsünün aşısı yapılacak, zaten aşı karşıtları susturulmalı!” Bunu diyen karanlık zihniyetlerden ne beklenebilir ki?

Ali Osman Önder yine sansüre uğradı.
Sözde “fikir özgürlüğü” var. Ama fikir özgürlüğü yok aslında. “Akıl akıldan üstündür.” atasözüne uygun şu aşıları, ilaçları, bilimi bir eleştirelim. Gerçekten akıl akıldan üstün. Oturalım, konuşalım, tartışalım. Bilim insanları susmasın! Susmak korkaklıktır. Aşı karşıtı dediğiniz insanları susturmak, korkutmaya çalışmak ağaca testereyle yaklaşmak gibidir.
Konuşulmasını istemiyorsanız sakladığınız mutlaka gerçekler vardır. O gerçekler elbette ortaya çıkacak, bazılarının saltanatı bitecek. O zaman halk size testereyle yaklaşacak! Fikir susturulur mu? Bu da fikir! Aşı aleyhinde konuşanlar da fikir üretiyor; niye tahammül edilemiyor? Bilimde tek doğru yoktur, bilim nesnel gözükse de artık öznelleşmiştir. Bu ülkede sabahtan akşama kadar siyaset, futbol mu konuşulmasını istiyorlar! Zaten öyle oldu ve kimse o ateşin içindeki insanları kurtarmak yerine izlediler ve onlar da çakmak çaktılar!
Eskişehir Çevre Geliştirme ve Koruma Derneği’nin Taşbaşı Kültür Merkezi Kırmızı Salon’da Ali Osman Önder’in gerçekleştireceği konferans yine Eskişehir Çevre Geliştirme ve Koruma Derneği tarafından gerekçe gösterilmeksizin programa 1 saat kala iptal edilmek ne demek?! Bu nasıl bir örgütlü mafya?! Kimsenin durduramadığı “sağlık mafyası”?!
Ali Osman Önder’in bu çağrısı çok korkutuyor değil mi?
Sevgili gençler, büyüklerim, buraya sizler için geldim. Sizler bugün gülüyorsunuz ama yarın çok ağlarsınız, çünkü yeni dünya düzenini getirmek istiyorlar. Türkiye, Yeni Dünya düzeninin pilot bölgelerinden birisi. Ormansız, hayvansız, topraksız, gıdasız, tarımsız bir Türkiye var etmek istiyorlar. Bugün ekemediğiniz toprağa yarın sizi ekerler. Burada maç olsa, dizi olsa hepiniz gelirdiniz ama bu gerçeklere kulağınızı kapattığınız sürece bugünleri bir daha bulamazsınız. Yeni baskılara uyanık olun, kafanızı provokatif yayınlardan kaldırın. 2025’e kadar uyandınız, uyandınız…” ifadelerine yer verdi.
Her ne kadar medya Maymun çiçeği virüsünün “yakın temasla ya da ortak eşya kullanımıyla geçebiliyor” diye haberler yapsa da bu konuda iyice araştırmalar yapmak ve medyanın dediğine inanmamaya dikkat etmeliyiz.
Gerçekler bazen göze sokularak, bazen de buğulandırarak önümüze konuluyor. Gerçi kör olan birisine buğulandırılarak konulan şeyi de görmez ki! Körün gözlerinin açılması için gerçekler şarttır! Gerçeklerden kaçan körlere mesafeli davranmalıyız.

Aşı Soykırımları Oldu Mu?

Soykırım sadece Filistin’de, Doğu Türkistan’da değil; bizde de var. O sıvıları enjekte ettiler, sonra herkes ölmeye başladı. Filistin, Doğu Türkistan’ı düşünmeyenler ülkemizi ne yapacak acaba? Dur ben söyleyeyim. Sadece izleyecekler. Aşıda da sustuk, Müslüman kardeşlerimize karşı da sustuk! Vebali bunun çok ağır olacak! Artık harekete geçmenin vakti gelmedi mi? Hem Müslüman kardeşlerimiz hem de aşı soykırımları için? Soykırım sadece belli topraklarda olmaz!

Sonuç olarak, aşılar vücuda girdi, hastalar iyileşmedi, kötüleşti. Aşıların hâlâ işe yaradığını düşünenler iyice düşünsünler, “Ben ne yapıyorum?” diye. Bu devirde kim bizim iyiliğimizi düşünecek? Bu devirde birisi iyiliğimizi düşünüyorsa orada bir iş var demektir. Çünkü bedava peynir fare kapanındadır. İnsan, inanmak istediğine inanır, gözleri bağlıdır. Ne de olsa dünya bir sahne, insanlar da oyuncu. İnsanların oyunculukları kimine göre gerçek oyunculuk bile değil, gözlerine perde indiği için; kimileri de gerçekleri insanlığa göstermemek için Oscar’lık oyunculuk performansı gösteriyorlar.

Yalnız Emir

ege322049@gmail.com

Yorum gönder