Siyah Çanta
Saat on ikiyi çoktan geçmişti. Nobetçi olduğum için şirkette tek ben kalmıştım. Nobetçi olduğum günleri hiç mi hiç sevmiyordum. Gece eve dönmek hiç işime gelmiyor sabah erken kalkmak çok zor oluyordu.İstanbul büyük şehir olduğundan geceleri hiç tekin olmuyordu. Sevgililer kavga etmek için geceyi bekliyor magandacılar dükkanları bu saatlerde ateş yağmuruna tutuyor kapkaççılar hep bu zamanları bekliyordu.En son dosyaları dolaba yerleştirip bilgisayarı kapattıktan sonra fortmantodaki çeketimi giyip şirketten çıktım.Son otobüsün kaçmasına iki dakika kala durağa koşar adımlarla yetiştim.Cok geç olduğu için otobüste kimsecikler yoktu. Akbili basıp kendime boş koltuklardan yer beğenmek için göz gezdirdim. Bir anda gözlerim dalgınlıktan göremediğim şoförün arka koltuğunda oturan teyzeye ilişti. Çok şaşırmıştım. Bu saatte teyzenin burada ne işi olurdu. Hem de tek başına siyah kısa kulplu alt alta kocaman üç sarı düğmeli çantasını sıkı sıkıya tutuyordu. Ara ara şoföre daha çok var mı diye soruyor her sorusunda çantayı daha da kavrıyordu. Şoför üst üste duyduğu sorulardan bunalmış olacak ki yaklaşınca söylerim dedim teyze diye çıkıştı bir anda.Yaşlı teyze tamam oğlum tamam oğlum diye söylenerek camlardan dışarı bakmaya başladı. Acaba nereye gidiyordu.Neden tek başınaydı. Bu saatte neden otobüsteydi. Kimi kimsesi yokmuydu. Kendi yorgunluğumu unutmuş teyzenin derdine düşmüştüm. Koltuktan cama yansıyan gözlerle yaşlı teyzeye bakarken şoförün de teyzeyi bir yandan dikizlediğini fark ettim.O bakışlar bana hiç masumca gelmemişti neden teyzeye bakıyordu.Bir ara sadece teyzeye değil bana da baktığını gözlemledim.Yoksa beni indirip teyzenin çantasını mı almaya niyetlenmişti.Olur mu olurdu.Gecenin bu saatinde yaşlı ve aciz bir kadının elinde kocaman sarı düğmeli siyah bir çanta dikkat çekiyordu. Şoförün bakışları hiç hoşuma gitmemişti.Bir ara kaçırdığım gözlerimi şoföre dikmeye karar verdim ve bakış nöbetleri o anda başladi.Ben şoföre şoför bana sonra ikimiz teyzeye şoför tekrar yola sonra bana ben ona tekrar teyzeye bakıyorduk.Teyze durup durup çantasını kavrarken çantasında önemli bir şey varmış izlenimi veriyordu.Yol epey uzamış kendi gideceğim yer çoktan geçmişti.Niye bilmiyorum ama teyze inmeden inmek istemedim. Şoför beni çok kuşkulandırmıştı. Zayıf ve yaşlı vücudu olan bu teyzenin bir çantaya kurban gitmesine izin veremezdim.Bu yüzden teyze ininceye kadar inmedim.O kadar uzun bir yolculuk olmuştu ki nerdeyse kırk beş dakika geçmişti.İnanılır gibi değildi ama. Otobüslerin en son durağına bir durak kala teyze müsait bir yer evladım diyerek kapıya doğru yaklaştı.Teyze kalkınca ben de hemen kalkıp kapıya yaklaştım. Şoförün gözlerinin bir anda öfkeden parladığını gördüm. Senin ineceğin yer burası miydi kardeş diye sordu.Evet deyip arkama bakmadan teyzenin arkasından otobüsten indim.Kalbimde anne hissi uyandıran bu yaşlı teyzeyi evine kadar gizliden takip edip evine sağ salim dönmesini sağlamalıydım. Aksi halde vicdanıma hesap veremezdim.Teyze çok yavaş yürüyordu.Bu durum gizlenmem için işimi kolaylaştırmıştı.Yirmi kadar adım attıktan sonra arkamdan bir kolun boynuma dolandığını fark ettim.Bir anda neye uğradığımı şaşırmıştım.
Seni alçak diye bir ses duyunca kafamı çevirip kim diye baktım.Bu bizi durakta indiren şoförün ta kendisiydi..Demek sensin ha diyerek şoföre bir yumruk indirdim.Yedigi yumrukla yüzünü tutarak sendeleyip üç adım geri gitti.Daha hızlı bir şekilde gelip benim yakamı tutarak utanmaz adam yaşlı teyzeyi takip etmeye utanmıyor musun.Şu kravatından utan diyerek beni yere yatırdı.Bir kaç tane yapıştırdıktan sonra asıl sen utan neden burda olduğun belli teyzeyi sen takip edip çantasını alacaktın değil mi ne oldu işine mani olduğumu görünce sinirlenip hıncını benden çıkartıyorsun şimdi. Şoför tüm dediklerime karşılık bana bak benim babam uncu Halil bir gün olsun ağzıma haram lokma girmedi girmez de Allah’ın izniyle asıl sen teyzeyi takip edip alçaktan çantayı seni yakalamak için dönüp geldim buraya deyip bir tane daha indirdi. saçmalama deyip onu tüm gücümle üstümden attım.Dayağın verdiği hızla çok şiddetli atmış olacaktım ki kafası yol kenarında duran bankın köşesine vurdu. Dediklerim karşında tatmin olmuşa benziyordu. Parmağını kaldırıp çok uzaklaşan teyzeyi işaret etti.Bu sefer ikimiz de sendeleyerek teyzeyi evine kadar takip etmeye karar verdik Teyze en sonunda yokuş ve dar bir sokaktan geçerek üç katlı bir apartmanın zilini çaldı.Çok ilginçtir ki üç katın da ışığı bir anda yandı. Şoförle ben şaşırmıştık ama artık evine sağ salim geldiği için içimiz rahatlammıştı.Şoför bana usta özür dilerim sana fena vurdum dedi.Ben de senden özür dilerim dedim.Sonra ikimiz de birbirimize bakıp kahkaha krizine girdik. Şoför adın ne diye sordu ben İdris dedim. Şoför ben de Osman dedi memnun oldum dedim.Sen iyi bir insana benziyorsun dedi Yarın gel bir çayımı iç durakta diye de ekledi.Kardeş çok teşekkür ederim ama yorgunum sabah çok geç uyanırım nöbetçiydim bugün şirkette dedim Şoför iyi ya ben de nöbetçiydim bugün nasılsa ben de geç uyanırım deyip itiraz istemem yarın saat on buçukta durakta bekliyorum dedi. Öyle ısrar etmişti ki kabul etmek zorunda kaldım.Beni evime kadar bırakma nezaketi gösteren haram yememiş bu uncu Halilin oğlu tam Anadolu insanıydı.Eve gelince o kadar uykum vardı ki yatağıma girmeye üşenip kendimi çekyata zor atmıştım.Sabah saat on buçugu gösterdiğinde üstümü değiştirip durağa gittim.Osman her şeyi hazırlamış çay demlemiş beni bekliyordu.Yanında iki şoför daha vardı. Çayları içtikten sonra akşam olanları anlatıp gülmeler kahkahalar Allah hayır versin deyip tekrar kendinden geçmeler oluyordu.O sırada yanımıza bilge usta dedikleri altmışlı yaşlarda bir adam geldi.Osman gece olup bitenleri daha önceden ona anlatmıştı. Yavaşça masaya gelip Gözlem gazetesini masanın tam ortasına koydu.Hepimiz bir anda gazetenin başlığına kilitlendik. Şok Şok Gece dörtte Konak mahallesine yapılan operasyonda Siyah bir çantanın içinde bir buçuk kilo yasaklı madde ele geçirildi.Yasakli maddenin dikkat çekmemesi için Siyah bir çanta içinde Anadolu yakasından Avrupa yakasına yaşlı bir teyze ile geçirildiği bilgiler arasında.Yaşlı teyze de dahil olmak üzere tam yedi kişi sorguya alınıp ceza evine gönderildi.Haberi okuyunca az önceki gülüşmeler yerini donuk gözlere bırakmıştı.Hiç kimseden çıt çıkmıyordu.Hepimiz donup kalmıştık. Sessizliği bilge usta dedikleri adam bozmuştu.Zaten gecenin on iki buçugunda yaşlı bir kadının otobüse binmesi ilginçti dedi.Doğru söylüyordu.O Siyah çantayı alıp on dakikaya bir sarıp sarmalamasından ve zile basınca üç ışık birden yanmasından belliydi.Gözünü sevdiğimin memleketinde neyden şüphelenip neye inanacağımızı şaşırmıştık ama bu durum bana hayat boyu güvenilir bir dost kazandırmıştı.
Yazar: Hatice Beyazıtlı
Yorum gönder