Birçok insan büyük hedeflerin peşinden koşarken küçük alışkanlıkların gücünü hafife alır. “Yeni bir sayfa açacağım”, “spor yapmaya başlayacağım”, “daha verimli olacağım” gibi sözler genelde büyük bir motivasyonla başlar ama kısa sürede sönüp gider. Bunun nedeni, çoğu zaman değişimi bir devrim gibi görmek ama aslında evrimsel bir süreç olduğunu unutmaktır. İşte burada Japonya kökenli bir yöntem devreye girer: Kaizen Tekniği, yani her gün sadece bir dakika ayırarak gelişmek.
Kaizen felsefesi, “küçük ama sürekli ilerleme” ilkesine dayanır. Diyelim ki İngilizce öğrenmek istiyorsun ama bir türlü başlayamıyorsun. Kaizen’e göre yapman gereken şey sadece günde 1 dakika İngilizce kelime çalışmak. Evet, sadece bir dakika. Bu kadar kısa bir süre o kadar önemsiz görünür ki beyin direniş göstermez; ama her gün yapıldığında alışkanlığa dönüşür. Bir hafta sonra bu bir dakikalık süre kendiliğinden beş dakikaya çıkar, sonra on.
Bu yöntem sadece dil öğrenmek için değil, hayatın hemen her alanında işe yarar. Sabah uyanınca yatağını toplamak, her gün bir sayfa kitap okumak, bir bardak fazla su içmek, ya da günün sonunda üç cümleyle minnettarlık günlüğü yazmak gibi ufak alışkanlıklar, uzun vadede büyük farklar yaratır. Çünkü insan beyninin çalışma mantığı, tekrar eden davranışları “otomatik pilota” alacak şekilde tasarlanmıştır.
Kaizen yaklaşımı, “bugün mükemmel olmalıyım” baskısını ortadan kaldırır. Onun yerine, “bugün dünden biraz daha iyi olayım” düşüncesini yerleştirir. Bu da kaygıyı azaltır ve ilerlemenin sürdürülebilir olmasını sağlar. Araştırmalar, insanların büyük hedefleri küçük parçalara böldüğünde başarı oranlarının üç kat arttığını gösteriyor.
Elbette küçük adımlar sihirli bir çözüm değil. Önemli olan süreklilik. Motivasyon gelip geçicidir ama alışkanlık kalıcıdır. Örneğin, “her gün sadece bir dakika meditasyon yapacağım” kararı, zamanla zihinsel berraklık kazandırır. O bir dakikanın içinde bile farkındalık gelişir ve beyin sakinleşir.
Hayat bazen karmaşık, yorucu ve hızlı görünür. Ama Kaizen bize şunu hatırlatır: Gelişim, dev sıçrayışlarla değil, sabırlı adımlarla olur. Bir dakikalık bir başlangıç, belki de yıllardır ertelediğin dönüşümün ilk adımı olabilir. Küçük bir eylem, zamanla kim olduğumuzu şekillendirir. Çünkü değişim, büyük bir devrim değil; sessiz bir disiplindir. Ve o sessiz disiplini kazanan, hayatının yönünü gerçekten değiştirebilir.