Ayşen, rüzgârlı bir mart günü İstanbul’un ara sokaklarında yürürken, el yazması kitaplar satan eski bir sahafın önünde durdu. Vitrin neredeyse yoktu; cam arkasında yıpranmış kapaklı romanlar, sararmış...
Fırat, intihar etmeden önce yazması gereken mektup için masanın üzerine bir kağıt çıkarmış, elinde siyah tükenmez kalemi, öylece bakıyordu. O kadar anlamsız hissediyordu ki; kağıda yazacak hiçbir şey ...