Sarardı yapraklar, dökülmeye başladı usulca,
Gökyüzü bile sustu, rüzgâr sessiz bir dua gibi.
Bir ağacın altına oturdum,
Sanki düşen her yaprak bir hatıraydı içimde.
Güneş yorgun artık,
Sıcaklığı bile vedalaşır gibi tenime dokunuyor.
Bir zamanlar yeşil olan her şey,
Şimdi sarının bin tonunda kayboluyor.
Sonbahar... Bir bitiş değil sadece,
Bir hazırlık belki içe, kendine...
İnsan da böyle değil mi?
Bazen eksilerek büyüyor, Bazen solarken derinleşiyor.
Çocukluğum geldi aklıma bir an,
Kırmızı kazağım, elma kokulu ellerim...
O zamanlar sonbahar sadece okul demekti,
Şimdi ayrılıklara benzeyen bir mevsim.
Yapraklar gibi insan da düşüyor bazen,
Bir daldan, bir hayalden, bir kalpten...
Ama yine de umut var toprağın koynunda,
Her düşüş, belki de başka bir baharın başlangıcı.
Rüzgâr eserken kulaklarıma fısıldadı: "Her vedada saklıdır yeniden başlamak." Ve ben anladım ki, Sonbahar sadece hazan değilmiş,
Bir şarkıymış yavaş yavaş söylenen,
İçinde hüzün olan, ama sonu bahar olan...
Dr.Nergül Yılmaz'ın
Hüzünlü Kalemin kitabından alınmıştır.