Çok sonra anlıyordum
ruhumu esir düşmüş bir sistemde
heba olup uçtuğunu.
Kimseye kasıtlı şiirler yazmadım.
Mesela ben öyle kimseleri kendimden
öte, öte bir yerlere koymadım.
Mevsimler gelip geçti, ziyan olmadım;
garp tarafımı öksüz bırakmadım.
Şiirler azmettirici değildi, bilirdim.
Ama sormadım: bunca acı kime?
Kime bu aç ölen çocukların ahı?
Göz bebeklerinde koyu bir halka,
misket değildi ki oynayalım…
Ölmek zamanı hiç değildi.
Garipti, kedere razıydı minik bedeni.
Soluyordu yaprak gibi
henüz bahara bile varmadan.
Saat zamanını şaştı;
bir çığlık ki arşı aştı.
Sormak olmaz bu acıyı: neden?
İnsan, doğan, insanca gitmeyi
hak etmedi mi?
Zaman, zamanını beklemedi mi?
Kimliksiz, solgun cesetlerin hakkını
sorgu sual etmedik mi?
Bu dünyanın hesabını
“Bizden mi, özden mi sorarlar?”
diye demedik mi…
yazar: Sıdıka Çal Arslan